Dün sabah saatlerinde gazetecilerin evlerinden alınarak Vatan Emniyeti'ne götürülmesini eleştiren Saymaz, yöntemdeki farklılığa dikkat çekti. Eski bir bakanın, "İfadeye çağıracaksanız çağırırsınız. Polis sabahın köründe hakim kararı olmadan evine gelemez" sözlerini hatırlatan Saymaz, Ekrem İmamoğlu'nun babası ve oğlunun ifadeye çağrılması üzerine kendi rızalarıyla ifade verdiklerini, ancak gazeteciler için farklı bir yöntem uygulandığını belirtti.
Yakın zamanda açıklanması beklenen Ekrem İmamoğlu iddianamesinin son hazırlıklarının yapıldığını düşündüğünü belirten Saymaz, iddianamedeki gizli tanık ifadelerine ilişkin detayları paylaştı. Gizli tanığın isminin aslında "Meşe" olduğunu ve bu kişinin, İBB Medya AŞ'nin başındaki Murat Ongun'un bazı gazetecilere elden para verdiğini iddia ettiğini aktardı.
Saymaz, gazeteci listesinin iddia edildiği gibi 6 değil, 12-13 kişi olduğunu ve kendisi de dahil olduğunu söyledi.
Hakkındaki iddialara sert tepki gösteren İsmail Saymaz, 25 yıla yakın gazetecilik kariyeri boyunca patronu dışında kimseden para almadığını vurguladı. Saymaz, "Patronum dışında ve patronlarım dışında emeğimi harcadığım ve hak ettiğim ücret dışında hiç kimseden hiçbir zaman para almadım," dedi.
Murat Ongun ve Ekrem İmamoğlu'nun da kendisine böyle bir şeyi teklif edecek insanlar olmadığını belirten Saymaz, kendisiyle ilgili iddialara şu sözlerle yanıt verdi:
"Açıkça bir iftira söz konusudur. Ben kendi adıma vurguluyorum. Yani bana böyle bir şey teklif edecek insanı dünyaya geldiğine pişman ederim. Gizli tanık mıdır nedir, Meşe onun payına söylüyorum: Alan şerefsizdir. Aldı diyen, deyip ispat etmeyen şerefsizdir. Çok açık söylüyorum."
Saymaz, gizli tanıkların kod isimlerinin arkasına saklanarak haysiyetsizliklerini başkalarının haysiyetine saldırarak örtmeye çalıştıklarını ifade ederek, "Gizli tanık sıfatlı ve kılıklı haysiyet fukaraları namuslu, şerefli insanlara... gelişi güzel iftira atıyorlar," diyerek sözlerini tamamladı.