14155,46%0,76
42,69% 0,23
50,15% 0,06
5897,70% 0,71
9533,17% 2,62
Hızlı Şeker Düşüşü Beyni Yanıltıyor
Anadolu Sağlık Merkezi Hastanesi’nden Beslenme ve Diyet Uzmanı Derya Eren, yemek sonrası tatlı arayışının genellikle kan şekeri dalgalanmaları, bağırsak hormonları ve ödül merkezi aktivasyonu ile ilişkili olduğunu açıkladı. Eren, özellikle kan şekerini hızlı yükselten yoğun karbonhidratlı bir öğünün ardından beyne enerji ihtiyacı sinyali gönderildiğini belirterek "Toplum olarak işlenmiş gıdaları azaltmak, lif tüketimini artırmak ve su içmeyi alışkanlık hâline getirmek tatlı isteğinin ve tüketiminin azalmasına yardımcı olur" dedi.
Sağlıklı bireylerde bu isteğin bir hastalık belirtisi olmadığını vurgulayan Eren, insülin artışıyla birlikte kan şekerinin düşüşe geçtiğini ve bu hafif düşüşün beyne hızlı enerji sağlama mesajı verdiğini ifade etti. Araştırmaların, basit karbonhidrat ağırlıklı beslenenlerde bu isteğin daha belirgin olduğunu gösterdiğini ekledi.
Su İçmek ve Lifli Beslenmek Çözüm Olabilir
Dünya Sağlık Örgütü’nün günlük şeker tüketimi önerilerini hatırlatan Eren, tatlı krizlerini yönetmek için dengeli beslenmenin şart olduğunu vurguladı. Liften zengin öğünler, düşük glisemik indeksli karbonhidratlar, yeterli protein ve sağlıklı yağ tüketiminin önemine dikkat çekti.
Eren, "Glisemik yanıtı düzenleyen bu beslenme modeli ani kan şekeri düşüşünü önler. Yapılan araştırmalar; düzenli uyku, stres yönetimi, kısa yürüyüşler ve sıvı alımının da tatlı isteğini azalttığı fikrini destekler. Ayrıca davranışsal teknikler, porsiyon kontrolü ve alternatif sağlıklı tatlılar da bu isteği azaltmada etkili olabilir" değerlendirmesinde bulundu.

Stres ve Duygusal Yeme Faktörü
Tatlı isteğinin biyolojik olduğu kadar psikolojik de olabileceğini belirten Eren, stres, kaygı ve uyku düzensizliğinin bu durumu tetiklediğini söyledi. Stres anında yükselen kortizolün karbonhidrat yönelimini artırdığını ifade eden Eren, "Özellikle duygusal yeme davranışı olan kişilerde tatlı isteği daha sık ve daha yoğun görülür. Bu nedenle tatlı krizini önlemede psikolojik faktörler göz ardı edilmemeli" diyerek sözlerini tamamladı.